Makaleler

UNUTULMA HAKKI

Unutulma hakkı, tabiri caiz ise; yeni bir sayfa açma hakkıdır. 21. yy'da teknolojinin ve dijitalleşmenin hızlanması ile bilgiye erişim kolaylaşmıştır. Bu gelişmenin olumlu etkileri olduğu gibi, bilgi kirliliği ve asparagas haberlerin varlığı çerçevesinde olumsuz yönleri de bulunmaktadır. Bilgi kirliliği ve asparagas haberlerin ise kişisel veri sahiplerinin sosyal yaşantılarına, iş hayatlarına, aile hayatlarına zarar verdiği kaçınılmaz bir gerçektir. Unutulma hakkı yapısı itibari ile gelişime açık bir haktır. Çünkü internet ve dijital gelişim süratle ilerlemektedir. Unutulma hakkı: Kişisel verilere yer veren içerik sağlayıcılarının, bu verileri geri dönüşü olmayacak şekilde içerikten kaldırması ya da indeks taramasından kaldırmasıdır. İndeks aramasından kaldıracak olan arama motoru şirketleridir. Arama motorundan kaldırıldığında yayından kaldırılmaz ve veri içerik sağlayıcı da barınmaya devam eder. Ancak içerik sağlayıcı tarafından verinin yok edilmesi demek, verinin unutulma hakkı kapsamında tamamen yok edilmesi anlamına gelmektedir. 

Teknoloji çağında bu tip olumsuzlukların önüne geçilmek adına hukuk devletlerinde önlemler alınmıştır. Bu önlemlerin en etkilisi ve gerekli olanı ise unutulma hakkıdır. Teknolojinin etkisi ile internet ortamı unutulmaz ve sonsuz bir bilgi kaynağı haline gelmiştir. Beşer şaşar ve unutur halde iken internet şaşmaz ve unutmaz konumdadır. Bu gelişim, kişilerin geçmişteki olumsuzluklarının sürekli karşısına çıkmasına sebep verir hale gelmiştir. 

Teknoloji, dijital çağ ve web ortamında bu gelişim olmasa idi; bugün unutulma hakkının hukuki kapsamını hiç tartışmayacak idik. Bu konuda kırılma noktası 2000'li yıllarda web, sosyal medya ve arama motorlarının yaygınlaşması ile başlamıştır. 

Unutulma hakkının ne olduğundan bahsetmek gerekir ise: Unutulma hakkı, kişinin dijital ortamda bulunan verilerinin, kişinin başvurusu üzerine kaldırılmasını sağlamaktadır. Bu verilerin kişinin kendi rızası ile veya kişinin rızası olmadan elde edilmiş olmasının bir önemi yoktur. Veyahutta, içerikteki kişisel verinin veri sahibinin onur ve haysiyetine saldırı içeriyor olması gerekmez. Unutulma hakkı kapsamında aranan kriterlerin varlığı halinde  ilgili içerikten veri sahibinin verilerinin ya tamamen yok edilmesi ya da anonim hale getirilmesi gerekmektedir. Tamamen yok edilmesi yöntemi; erişim izni engeli, erişimin engellenmesi yolları ile mümkün iken, anonim hale getirme yöntemi ise ilgili verinin buğulaştırılması, karartılması veya kime ait olduğunun belli edilmemesi yolları ile sağlanmaktadır. Tekrar belirtmek gerekir ise, unutulma hakkının kullanılması için veri sahibinin kendisi hakkındaki içerik sebebiyle zarar görmesi veya içeriğin hukuka aykırı olması gerekmemektedir. Çünkü, kişiler geçmişi ile bağlı değildir. 

Ülkemizde, unutulma hakkının bireyler veya özel hukuk tüzel kişileri tarafından kullanılmasının istenmesi halinde başvurulacak iki mercii mevcuttur. Birincisi 5651 Sayılı Kanun gereğince Sulh Ceza Hakimlikleri'dir. İkincisi ise Kişisel Verilerin Korunması Kurulu'dur. Veri sahibi, unutulmasını istediği verisini Sulh Ceza Hakimlikleri'ne vereceği bir dilekçe ile veya Kişisel Verilerin Korunması Kurulu'na yapacağı bir başvuru ile yargı sürecini başlatabilir. Kurul yahut Sulh Ceza Hakimlikleri ise çatışmanın olup olmadığını tespit ederek yargılamaya başlamalıdır. Şahıs olarak unutulmak isteyen, internet ortamından geçmişinin silinmesini isteyen kişi, kendisi ile ilgili verilerin olduğu sitenin basın özgürlüğüne, kamunun bilgi edinme hakkına zarar veremez. Terazinin bir kefesinde unutulma hakkını kullanmak isteyen kişi, diğer kefesinde ise basın özgürlüğü ve dahi toplumun bilgi alma hakkı vardır. Bu çatışmada yargıç olarak veya Kişisel Verilerin Korunması Kurul üyesi olarak bakılması gereken; yok edilmesi gereken verinin basın özgürlüğüne girip girmediğidir. Yargıcın her iki haktan da vazgeçmeyerek bu ihtilafı çözmesi gerekir. Yargıç, Kamu ve unutulma hakkı sahibi arasındaki dengeyi bozmamalıdır. 

Türk hukukunda unutulma hakkı ilk defa 17.06.2015 tarihli YHGK kararında ifade edilmiştir. Kararda, emekli bir Yargıtay hakimi, emekli olduktan sonra yargıtay kararları doğrultusunda cinsel suçlar hakkında hazırladığı kitabın yayımlanmasıyla beraber, kararlardaki şahısların ismini de kamuya açık halde sunuyor. Kitapta suçtan mağdur olan bir kadının adı geçiyor. Kitapta adı geçen suçtan mağdur olan kadın ise, eski yargıtay hakimi hakkında kitabın sürümden kaldırılması ve kişilik haklarının uğramış olduğu zeval sebebiyle tazminat davası açıyor. Nitekim, 2015 yılında Yargıtay Genel Hukuk Dairesi mağdur kadının unutulma hakkından bahsederek kitabın piyasadan kaldırılması ve mağdur kadın lehine tazminata hükmediyor. Böylelikle de unutulma hakkı hukukumuza girmiş oluyor. (İlgili kararı, unutulma hakkına vermiş olduğumuz ciddiyet sebebiyle bu makalemde paylaşamamaktayım.) 

Unutulma hakkının kapsamı yalnızca gerçek kişiler değildir. Özel hukuk tüzel kişileri unutulma hakkının öznesini oluşturabilir. Ticari itibara yönelik saldırılar da bu hakkın kapsamındadır. Şirketinin ticari kimliğine yönelik saldırılar barındıran içeriklerin kaldırılması amacıyla, tüzel kişiliklerin yetkilileri veya avukatları da Kişisel Verilerin Korunması Kurulu'na ya da Sulh Ceza Hakimlikleri'ne başvuruda bulunabilirler. 

 

Peki unutulma hakkının hukukumuzda dayandığı yer neresidir diye bakmamız icap eder ise, Anayasa'mızın 20.maddesine bakmamız gerekir. "Unutulma hakkı Anayasa'mızda açıkça düzenlenmemiştir. Bununla birlikte Anayasa'nın "Devletin temel amaç ve ödevleri" başlığı altında düzenlenen 5. maddesinde "insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak" ifadesi ile devlete pozitif bir yükümlülük yüklenmiştir. Bu yükümlülük bağlamında Anayasa'nın 17. maddesinde düzenlenen kişinin manevi bütünlüğü bağlamında şeref ve itibarının korunması hakkı ve Anayasa'nın 20. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ile birlikte düşünüldüğünde, devletin bireye geçmişte yaşadıklarının başkaları tarafından öğrenilmesi engellenerek “yeni bir sayfa açma” olanağı verme hususunda bir sorumluluğu olduğu açıktır. Özellikle kişisel verilerin korunması hakkı kapsamında kişisel verilerin silinmesini talep edebilme hakkı, kişilerin geçmişlerinde yaşadıkları olumsuzlukların unutulmasına imkân tanımayı kapsamaktadır. Dolayısıyla Anayasa'da açıkça düzenlenmeyen unutulma hakkı, İnternet vasıtasıyla ulaşılması kolay olan ve dijital hafızada bulunan haberlere erişiminin engellenmesi için Anayasa'nın 5., 17. ve 20. maddelerinin doğal bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Anayasa’nın 20.maddesi, kişisel verilerin korunmasını bir hak olarak benimsemiştir. Unutulma hakkı da Anayasa 20.madde kapsamındadır. Anayasa Mahkemesi'de bir takım kararlarında unutulma hakkını tanımıştır. Unutulma hakkının hukukumuzdaki niteliği ise pozitif norm niteliğindedir. Web ortamında yapılan yayım içeriği nedeni ile kişilik hakkı zedelenen kişinin sulh ceza hakimliğine başvurusu ile verilere erişimin engellenmesi sağlanabilir. Sulh ceza hakiminin başvuruyu kabul etmesi halinde, içerik sağlayıcısının hakimlik kararını yerine getirmemesi halinde adli idari para cezaları öngörülmüştür. Sonuçlarının ceza gerektirmesi hasebi ile, unutulma hakkının Ceza Hukuku dalları arasında olduğunu belirtmekte fayda vardır. 

Anayasa Mahkemesi kararlarında da unutulma hakkının kabul edildiği görülmektedir:

"unutulma hakkı İnternet ortamında bir haberin uzun süredir kolayca ulaşılabilir olması nedeniyle kişinin şeref ve itibarını zedeleyen bir hâle dönüşmesi şeklinde karşımıza çıkmaktadır.

Başvuru tarihi itibarıyla söz konusu haberin yaklaşık on dört yıl önceki bir olaya ilişkin olduğu ve böylelikle güncelliğini yitirdiği açıktır

Haberin içeriği açısından uyuşturucu kullanımı ile ilgili bir haberin tarihi, istatistiksel veya bilimsel amaçlarla İnternet ortamında kolaylıkla ulaşılabilirliğinin sağlanmasının zorunlu olduğu da söylenemez. Bu bağlamda kamu yararı bakımından siyasi veya medyatik bir kişiliğe sahip olmayan başvurucu hakkında İnternet ortamında yayınlanan haberlerin kolaylıkla ulaşılabilirliğinin başvurucunun itibarını zedelediği açıktır.

Sonuç olarak başvurucu hakkında yapılan haberler unutulma hakkı kapsamında değerlendirilmesi gereken haberlerdir. İnternet ortamının sağladığı kolaylıklar gözetildiğinde başvurucunun şeref ve itibarının korunması için anılan habere erişimin engellenmesi gerekmektedir"( Anayasa Mahkemesi Kararı- GK,B. 2013/5653 T. 03/03/2016).

Dünya'da, hiçbir anayasada, unutulma hakkı açık açık yazılmamıştır. Ancak ilgili maddeler ile temellendirilmiştir. Dijitalleşmenin bu derece ilerlemesi halinde, önümüzdeki 10-20 yıl içerisinde, bu hakkın anayasal bir hak olarak anayasalarda tanımlanması öngörülmektedir. Çünkü her davranış biçimi kendisine anayasal bir destek aramaktadır. 

 

Anayasa Mahkemesi kararlarınca, yargıcın unutulma hakkında karar verir iken dikkate alması gereken parametreler bulunmaktadır. Bu kriterler Sulh Ceza Hakimini de Kişisel Verilerin Korunması Kurulu'nu da bağlar. Kriterleri tek tek incelemek ve belirtmek gerekir ise: 

1- YAYIN İÇERİĞİ:

 Erişimin engellenmesi, kaldırılması talebiyle bir başvuru yapıldığında, Sulh Ceza Hakimi veya Kişisel Verilerin Korunması Kurulu tarafından yayının içeriğine bakılmalıdır. Yayın içeriğinde başvuru sahibinin verilerinin bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. 

2- HABERİN YAYINDA KALDIĞI SÜRE: 

Unutulma hakkı kapsamında, haberin yayında kaldığı süre büyük önem arz etmektedir. Şöyle ki; yayınlandığı tarihten itibaren uzun zaman geçmiş olan yayınların artık haber vasfı kalmamaktadır. Haber vasfı kalmayan bir içeriğin, veri sahibinin talebi halinde erişimden kaldırılması unutulma hakkı kapsamında verilmesi gereken hukuka ve Anayasa'mıza uygun olan karardır.

3- HABERİN GÜNCELLİĞİNİ KAYBEDİP KAYBETMEDİĞİ: 

Kamu menfaati, basın özgürlüğü ve kamunun haber alma hakkı doğrultusunda, erişiminin kaldırılması talep edilen içeriğin güncel olup olmadığı araştırılmalıdır. İçerik güncellik arz ediyor ise erişimin kaldırılması basın özgürlüğüne ve haber alma hakkına aykırılık teşkil edecektir. 

4- TARİHSEL BİR VERİ OLUP OLMADIĞI: 

Yine, kamu menfaati göz önünde bulundurularak, içeriğin tarihsel bir değerinin olması halinde, erişim izni engeli talebi reddolunacaktır. Çünkü, yukarıda da belirttiğimiz üzere, unutulma hakkının uygulanması noktasında kamu menfaati, basın özgürlüğü, haber alma hakkı kıstasları göz ardı edilemeyecek kadar önem teşkil etmektedir. 

5- KAMU YARARINA KATKISI: 

İçeriğin kamu yararına katkısının olmaması halinde şüphesiz ki erişimi engellenecektir. Kamu yararı çok geniş bir kavramdır. Somut olayın özelliklerine göre yorumlanacaktır. Ancak, şüphesiz ki, kamu yararı içermeyen içerikler unutulma hakkı kapsamında dijital ortamdan yok edilmeye mahkumdurlar. 

6- GELECEĞE IŞIK TUTUP TUTMADIĞI: 

Erişiminin engellenmesinin talep edildiği bir takım içerikler güncelliğini veya haber vasfını kaybetmiş olabilirler. Ancak bu özelliklerin kaybedilmiş olması, o içerikler hakkında erişim izni verilmesi için yeterli değildir. Kişisel Verilerin Korunması Kurulu veya Sulh Ceza Hakimlikleri tarafından araştırılması gereken bir diğer konu içeriğin geleceğe ışık tutup tutmayacağıdır. İçeriğin geleceğe ışık tutacağı yönüne kanaat getirilmesi halinde, bu durum içeriğin ileride tarihsel bir veri de olabileceği anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, geleceğe ışık tutan içeriklerin erişim iznini unutulma hakkı kapsamında engellemek hukuken mümkün değildir. 

7- HABERE KONU OLMUŞ KİŞİNİN TOPLUMA MAL OLMUŞ BİR KİŞİ OLUP OLMADIĞI: 

Basın özgürlüğü ve kamunun haber alma hakkı kapsamında, topluma mal olmuş kişilerin haberlerinin yapılmasında hukuken bir sakınca bulunmamaktadır. Erişim izninin engellenmesi istenen içeriğin veri sahibinin topluma mal olmuş bir kişi olması durumunda, unutulma hakkı çerçevesinde, erişim izni engeli talebi kabul görmeyecektir. 

8- HABERİN KONUSU: 

İçerikte verilen haberin, kişisel veri sahibini onur, şeref ve haysiyetine yönelik olması, asılsız olması, hukuka aykırı olması gibi durumlarda içeriğin erişimine engel konulacak, içerik yok edilecektir. 

9- HABERİN OLGUSAL DEĞERLERİ: 

Haberde verilen içeriğin haber vasfının yanında, içerik sahibi tarafından habere kişisel duygu ve düşüncelerin katılması halinde, haberin olgusuna yön verilmesi halinde, kişisel veri sahibi tarafından erişimin engellenmesi, kaldırılması talep edilebilecektir. Çünkü, içerik artık haber sahibi tarafından duygu ve düşüncelerle yönlendirilmiş, gerçekliğinden bir nebze dahi olsa arındırılmıştır. Haberlere değer yargısı katıldığı zaman, ifade özgürlüğü de devreye girmektedir. Bu durumda, içeriğin unutulma hakkı kapsamında değerlendirilmesine olanak sağlamaktadır. Çünkü içerik içerisine katılan ifade özgürlüğü kişisel verisi kullanılan unutulma hakkı sahibinin şeref ve onuruna zarar verebilir. 

10- KAMUNUN İLGİLİ İÇERİĞE KARŞI RAĞBETİ: 

Kamunun haber alma hakkı kapsamında, her ne kadar içerik unutulma hakkı kapsamında kaldırılmak istense de, kamu menfaati daha ağır olduğundan ötürü erişim engeli sağlanmayacaktır. 

11- HABERİN GERÇEĞİ YANSITIP YANSITMADIĞI: 

Yukarıda sayılan parametreler arasında en önemli olan sayaçlardan bir tanesidir. Belirttiğimiz üzere; unutulma hakkının kullanılması için hukuka aykırı olması veya asparagas olması gerekmemektedir. Hukuka uygun, doğru bir içeriğinde engellenmesi talep edilebilir. Ancak, bu noktada kamunun menfaati, kamunun haber alma hakkı ve basın özgürlüğü gibi sayaçlar devreye girmektedir. Dolayısıyla, içeriğin gerçeği yansıtmaması halinde, kişisel veri sahibinin talebi ile unutulma hakkının kullandırılması hukuka uygun olacaktır. Haber yayımlandığı anda gerçeği yansıtmıyor ise, denge kıstaslarına bakmadan hukuka aykırı bir haber olması hasebi ile haberin kaldırılması gerekir. 

 - Unutulma hakkının kullanılması talebi ile, Kişisel Verilerin Korunması Kurulu'na ya da Sulh Ceza Hakimlikleri'ne yapılacak başvurularda, yargı merciileri tarafından incelenecek parametreler bunlardır. Bu parametreler Anayasa Mahkemesi tarafından belirlenmiş ve benimsenmiştir. Bu parametrelere uygun bir içeriğin kaldırılmaması halinde, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunarak hukuki mücadeleyi devam ettirmek mümkündür. İç hukuk yollarının tüketilmesi halinde ise, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmakta mümkündür ki hukukumuzda örnekleri mevcuttur. 

Anayasa mahkemesi kararlarınca, yargıcın unutulma hakkında karar verir iken dikkate alması gereken parametreler bunlardır. Bu kriterler Sulh Ceza Hakimi'ni de Kişisel Verilerin Korunması Kurulu'nu da bağlar. Unutulma hakkının sujesini bir çocuk sağlıyor ise veya hak sahibinin çocukluk dönemine ait ise bu noktada çocuğun üstün yararı prensibi devreye girer ve mutlaka o verilerin silinmesi gerekir. Çocuk ile ilgili verilerin silinmesi istenmesi halinde herhangi bir terazi dengesi (kamu yararı ve kişisel veri sahibinin yararı) gözetilmeden ilgili veriler silinir. Örnek: Geçtiğimiz aylarda yaşanan İzmir depreminde verileri, fotoğrafları kamuya sunulan çocukların ileride verilerin kaldırılmasını istemesi halinde veya velilerinin kaldırılması talebinde Kişisel Verilerin Korunması Kurulu tarafından veya Sulh Ceza Hakimi tarafından terazi dengesi kıstasları aranmadan ilgili veriler kaldırılacaktır. Çocuğun üstün yararı ilkesi bunu gerektirir. 

Ceza hukuku ilekelerinden olan ölçülülük ilkesi unutulma hakkı kapsamında da devreye girmektedir. Örneğin; içeriği tamamen ortadan kaldırmak yerine, içerikte kullanılan fotoğrafı buğulaştırmak yeterli oluyor ise,  Anayasa Mahkemesi'ne yapılan bireysel başvuru kararlarından da anlaşılacağı üzere, içeriği tamamen kaldırmak hukuka aykırı olmaktadır. Çünkü, fotoğrafı buğulaştırmak bu noktada dengeleyici bir tedbirdir. 

Unutulma hakkı ceza hukuku kapsamında karşımıza daha çok çıkmaktadır. Hükümlülerin cezaevlerinden tahliyesinin ardından, kendileri hakkında dijital ortamda bulunan olumsuz haberler sebebiyle, tabiri caiz  ise cezalarını bir ömür boyunca çekmeleri söz konusudur. Bu durum, ceza hukukunun temel prensiplerine aykırılık teşkil etmektedir. Çünkü, kazandırılmasını sağlamaktır. Fakat, kendisi hakkında onlarca olumsuz haberin internet ortamında dolaşmasından dolayı, cezasını çekmiş olan sanıklar topluma entegre olma noktasında sıkıntı çekmektedir ve bu durum bizlere unutulma hakkının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Nitekim; Anaysa Mahkemesinin benzer olaylara yaklaşımı bu doğrultudadır. İşlediği suçtan dolayı cezasını çeken ve kamuya karşı borcunu ödemiş olan kişinin, geri kalan hayatından DAMGALANMAKSIZIN yaşama hakkı ve topluma entegre olma hakkı mevcuttur. Bu durumda unutulma hakkının kullanılması ile sağlanabilmektedir. 

Belirtmek gerekir ki; unutulma hakkının kullanılacağı içeriklerde, unutulma hakkından istifade etmek isteyen kişinin yanında fotoğraf veyahut diğer içeriklerde başka veri sahiplerinin de bulunması halinde, o veri sahiplerinin içeriğin kaldırılması yönünde açık talebinin olmaması durumunda, izlenecek yöntem engeli istenen verinin karartılmasıdır. Unutulma hakkından yararlanmak isteyen kişinin verileri karartılacak, anonim hale getirilecektir. Buradaki hukuki gerekçe ise diğer veri sahiplerinin içerikten rahatsız olmama ihtimaline binaen onların içeriklerinin korunması ve kamunun haber alma hakkının korunmasıdır. 

Erişim izni engeline yönelik alınan kararların ülkemizde uygulanması noktasında ciddi sıkıntılar çekilmektedir. Büyük sosyal medya gruplarının ve arama motoru kurumlarının ülkemizde temsilcilikleri bulunmamaktadır. Bu durumda, devletin egemenlik ilkesi gereği almış olduğu bir kararı uygulama noktasında karşısında muhatap bulamamasına sebep vermektedir. Ayrıca, çoğu zaman haber sayfaları ve forumlarda erişim engeli istenen içeriklerin sağlayıcılarının tespit edilememesi sebebiyle de kararlar infaz edilememektedir.

Erişim izni engeline yönelik yapılacak taleplerin Kişisel Verilerin Korunması Kurulu'na veya Sulh Ceza Hakimlikleri'ne yapılması durumunda usuli farklılıklar bulunmaktadır. 

Kişisel Verilerin Korunması Kurulu'na yapılacak başvurular şu yöntemle ilerlemektedir: 

Öncelikle, içerik sağlayıcısına veya arama motoru indeksine web üzerinden başvuru yapılması gerekmektedir. İçerik sahibinin 24 saat içerisinde dönüş yapmaması, başvuruya ilişkin cevap vermemesi veya veriyi kaldırmaması halinde Kişisel Verilerin Korunması Kurulu'na başvurulacaktır. 

Sulh Ceza Hakimlikleri'ne yapılacak başvurular şu yöntemle ilerlemektedir: 

Öncelikle, içeriklerin tespit edilmesi ve URL'lerin kopyalanarak, kanuna aykırılıkları anlatan bir dilekçe ile Sulh Ceza Hakimi'nden erişimin engellenmesinin talep edilmesi gerekmektedir. İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ile bu yöntem geliştirilmiştir. 

Kararların infazı noktasında temsilcilik çok önemli bir meseledir. Ülkemizde sosyal medya kuruluşlarının ve büyük arama motoru indekslerinin temsilciliği olmaması sebebiyle kararların infazı noktasında sıkıntı çekilmektedir. 

 

SONUÇ: Gelişen teknoloji çağı ve dijitalleşmeyle beraber, dijital ortamda bilgiler sonsuza dek saklanmakta ve kişilerin hiç beklemediği bir anda karşısına çıkabilmektedir. Bu da insanların hayatında olumsuzluklara sebebiyet vermekte, insanların hayatlarının gidişatını etkileyebilmektedir. Unutulma Hakkı ile bu tip durumların engellenmesi hedeflenmiştir. 

 

Av. Ahmet Faruk ÇİĞİL

TORUN & ÇİĞİL HUKUK BÜROSU